İng. ve Fr. justice Alm. Gerechtigkeit Yun. Dikaiosyne Lat. İustitia
Tanım
Oxford Hukuk Sözlüğü’ne göre, adalet, hukukun, hakların korunması ve haksızlıkların cezalandırılması ile uğraşırken ulaşmaya çalıştığı ahlaki bir idealdir. Antik Yunan’dan beri, adaletin pek çok tanımı verilmiştir. Örneğin, Sofistlerden Thrasymakhos’a göre, “adalet, güçlünün işine gelendir”. Yine bir başka sofist olan Kallikles’e göre ise adalet, güçsüzlerin kendilerini korumak için güçlülere karşı kurdukları bir tuzaktır. Platon da, Devlet kitabında adaleti, devleti oluşturan tüm sınıfların ortak erdemi olarak tasvir eder ve onu ölçülülükle birlikte ele alıp her sınıfın kendi yerini bilmesi, kendisine düşeni yapması olarak tasvir eder. Aristoteles de herkese kendine uygun düşenin, layık olduğunun verilmesinin adalet olduğunu belirtir. Rönesans düşünürü Thomas More ise Ütopya isimli kitabında, sosyal adaletin (yani bir toplumu oluşturan insanlar arasındaki adaletin) sağlanabilmesi için özel mülkiyetin kaldırılması gerektiğini vurgular. David Hume’a göre, her devirde her insana uygulanabilecek, genel geçer bir soyut adalet yoktur. Günümüzde adalet kavramı, özellikle Anglo-Sakson felsefede iktisadi kaynakların eşit dağılımı ile birlikte ele alınmaktadır.