İng. atomism Fr. atomisme Alm. Atomismus Es. T. zerriye (Rıza Tevfik); cüz-i lâyetecezzâ, cevâhir-i ferde mezhebi (İFE); cüz-i ferdiye (Cevizci);
Tanım
Başlangıçta Yunanistan’ın Abdera kentinde yaşayan filozoflarca (bkz. Abdera Okulu) ortaya koyulmuş olan öğretidir. Kurucusunun Leukippos olduğu söylenir. Ancak onun öğrencisi (ya da dostu) olduğuna inanılan ve hakkında daha çok şey bilinen Demokritos’un öğretiye asıl halini verdiği düşünülmektedir. Temelde ilk atomculuk öğretisi, evrenin varoluşunu ve hareketini mekanist bir bakış açısıyla anlatan bir öğreti olarak diğer Antik Yunan okullarından ayrılır. Demokritos’a göre, atomlarda olabilecek tek değişme harekettir ve bunu da evrende varolan “boşluk” sayesinde gerçekleştirirler. Ayrıca atomlar baştan beri kendiliklerinden hareket ederler. Evren, atomların çarpışmaları ve birbirleriyle etkileşimleri ile oluşmuştur. Bütün olup bitenler bu hareketlerin zorunlu sonucudurlar. Dolayısıyla evrendeki tüm oluşa bir zorunluluk hakimdir.
Atomculuk öğretisi, ruhu da gerçek olan tek şeyin yani atomların en incesi, en hafifi ve en düzü olan ateş atomlarının hareketi olarak açıklaması açısından aynı zamanda materyalist bir öğretidir. Atomculuğun evren görüşünü Epiküros da büyük ölçüde kabul eder, yanlızca Demokritos’un mekanik zorunluluk anlayışını kabullenmez. Ortaçağ’da büyük ölçüde kenara bırakılan ve unutulan atomculuk, Rönesans’la birlikte yeniden ortaya çıkan antik düşünce geleneklerinden biri olmuştur. Ancak Rönesans atomculuğu Abdera Okulu yerine Epiküros’u kendine kaynak alır. Bundan sonra atomculuğu Epikürosçuluktan yola çıkıp derli toplu bir öğreti olarak ortaya koyan ilk kişi Gassendi (Pierre Gassend) olmuştur. Gassendi’nin görüşleri Hobbes ve Locke gibi ampirist filozofları da etkilemiştir. Descartes ve Leibniz gibi akılcılar ise, atomculuk öğretisini reddetmişlerdir. Bunun da temelinde başlıca atomların içerisinde hareket ettiği ‘boşluk’ uzay anlayışına karşı çıkmaları vardır. Gassendi’nin görüşleri İngiliz ampirist filozoflarının fikirleriyle de birleşerek Aydınlanma materyalizmine ve günümüzdeki bilimsel yaklaşımlara da kapı açmıştır. Bugün atomculuk, felsefe tarihindeki spekülatif bir tartışma konusu olmaktan çıkmış ve kanıta dayalı hakim bir bilimsel görüş haline gelmiştir.